Nail Oturgan

Hakkında
Branş
Eğitim Turizmi, İngilizce
Unvan
Unicampus Turizm’in Kurucusu ve Genel Müdürü, Emekli İngilizce Öğretmeni ve İdareci
Çalıştığı Kurum
Unicampus
Şehir
İzmir

Nail Oturgan: Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitim Gezilerinde Çocukların Ufku Açılıyor

 

Nail Oturgan - Eğitimci RöportajıUnicampus seyahat acentasının sahibi Nail Oturgan ile bürosunda buluşuyoruz. Unicampus’ün ekip üyeleri de orada: Operasyon müdürü Pınar Ataizi, Bilimsel Programlar Koordinatörü Damla Şahin ve Görsel İletişim Uzmanı Hakan Özler. Bu dinamik ekipte herkesin gözlerinin içi gülüyor, işlerini severek yaptıkları çok belli. Burası TÜRSAB’a bağlı A grubu resmi bir turizm acentası olmakla birlikte, bildiğimiz acentalara hiç benzemiyor. Unicampus aslında okullar için eğitim amaçlı geziler organize eden bir kuruluş. İlkokuldan lise son sınıfa kadar farklı yaşlardaki öğrencilere farklı konularda gezi seçenekleri sunuyor. Bilimsel geziler, üniversite tanıtım gezileri, kayak ve sosyal sorumluluk kampları, yarışma gezileri, festival ziyaretleri ve spor kampları bunlardan sadece birkaçı. Nail Oturgan’ın bir eğitimci olarak eğitim sektöründeki engin deneyimleri, gezilerin azami düzeyde çocuklara faydalı olacak şekilde organize edilmesini sağlıyor. Çocukların aynı zamanda çok da eğlendiklerini Nail Bey’in bize izlettiği videolardan anlıyoruz. “Şimdi Unicampus’ün düzenlediği gezilere katılan bir çocuk olmak vardı!” diye içimden geçirerek Nail Oturgan’a sorularımı sormaya başlıyorum…

 

 

 

Bize kısaca kendinizden ve eğitim sektörü ile olan ilişkinizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Nail Oturgan. 1985 yılında Gazi Üniversitesi’nden İngilizce öğretmeni olarak mezun oldum. 26 yıl İngilizce öğretmenliği yaptım. Bunun 15 yılı dersanelerde ve kolejlerde, 11 yılı da devlet okulunda geçti. Öğretmenliğin son yıllarında bir arkadaşıma yardımcı olmak amacıyla başladığım iş ile turizm işine girmiş oldum ve şu anda bir acenta olarak eğitim turizmi alanında çalışmaya devam ediyorum. Yani emekli olduktan hemen sonra Unicampus turizm ve organizasyon firmasının kurucusu ve genel müdürü olarak iş hayatıma devam ettim.

 

Nail Oturgan - Gamze Er - Eğitimci RöportajıUnicampus’ten önce eğitim sektöründe yıllarca farklı ortamlarda çalışmışsınız. Bize bunu biraz açar mısınız? Hangi okullarda çalıştınız, neler yaptınız?

Ankara Özel Arı Lisesi’nde 3 yıl ve arkasından Ankara Özel İgem Dersanesi’nde 1 yıl çalıştım. Özel İgem Dersanesi’ndeki zamanımın yarısında da Özel Baştem Otelcilik ve Turizm Eğitim Merkezi’nde çalıştım. Daha sonra askere giderken yapılan sınavda dereceye girerek İzmir’deki Maltepe Askeri Lisesi’ne İngilizce öğretmeni olarak atandım. İngilizce öğretmeni olarak askerliğimi tamamladım. O dönemde Özel Türk Koleji’ne başvurdum ve orada 2 yılı idarecilik, 6 yılı İngilizce öğretmenliği olmak üzere toplam 8 yıl çalıştım. Daha sonra 1,5 yıl Özel Bornova Koleji’nde İngilizce öğretmenliği yaptım. Sonra da devlet okuluna geçtim, Şirinyer Lisesi’nde çalıştım.

Türk Koleji’nde çalıştığım süre içerisinde haftasonları dersanede çalışmaya başladım. Bu devlet okuluna geçtiğimde de devam etti. Yaklaşık 10 yıl boyunca üniversiteye hazırlık dersleri verdim. 2000 yılında Alternatif Dersanesi’ndeyken İngilizce bölümünde Türkiye birincisini çıkardık. Bu çok güzel bir deneyimdi  benim için. Üç farklı dersanede bölüm başkanı olarak çalıştım. Ondan sonra da emekli oldum. Şu anda da kendi şirketim olan Unicampus’ün başındayım ve aktif olarak çalışıyorum.

 

Bize Unicampus’ten bahseder misiniz? Pek benzerini görmediğimiz bir işletme burası. Ağırlıklı olarak okullara gezi hizmetleri sunuyorsunuz değil mi? Bir eğitimci ve bir idareci olarak fark yarattığınızı söyleyebilir miyiz?

Unicampus Aralık 2014’te başladı. Ben bir eğitimci olarak özellikle okullarda yapılan eğitimlerin uluslararası düzeye taşınması gerektiğini düşündüm. Çocuklarımızın dünya vatandaşı olabilmeleri için kendilerine ayna tutmalarını sağlayacak etkinliklere katılmaları ve farklı platformlarda paylaşımda bulunmaları onların gelecekteki eğitim hayatlarına katkıda bulunacaktı. Bunun için de, öğrencilerimin bilim, sanat ve spor alanlarında gerçekleştirdikleri çalışmaları, geliştirdikleri projeleri uluslararası düzeye taşımaları, yurt dışında çeşitli yerleri görmeleri ve deneyimlemeleri gerekiyordu. Örneğin uluslararası laboratuvarlar, bilim merkezleri, üniversiteler, festivaller, yarışmalar vs. Buralardaki etkinliklere katılarak vizyonlarını genişletme ve kendilerini daha farklı bir açıdan tanıma ve geliştirme şansını yakalamalarını sağlamaya çalıştım. Bunlara öncülük yaptığımı düşünüyorum.

Çocuklarımızın burada yaptıkları çalışmaların küçümsenecek düzeyde olmadığının, öğretmenlerimizin emeklerinin boşa gitmediğinin ve uluslararası düzeyde yarışabilecek derecede eğitim veren okullarımız olduğunun kanıtlanabilmesi gerekiyordu. Bu öğrenciler ve okullar için de bir fırsat oldu. Bunun için öncelikle Cenevre’de bulunan uluslararası parçacık fiziği laboratuvarı CERN’e gezi ile başladık. Oradaki S’cool Lab programı ile devam ettik. Yine Amerika’daki Kennedy Uzay Üssü’nde NASA’ya geziler yaptık. Daha sonra Aurora Borealis (Kutup Işıkları) gezileri düzenledik. Tüm bu gezilerde fizik, astronomi ve coğrafya alanlarında yeni şeyler öğrenen öğrencilerimizin gözlerindeki ışıltıya şahit olduk. Öğretmenlerimiz de öğrencilerindeki değişimi gördüklerinde heyecanlandılar, buna da şahit olmak çok güzeldi. Aynı zamanda sosyal alanlarla ilgili geziler gerçekleştiriyoruz. Örneğin Avrupa Birliği’ni tanıma amaçlı Belçika, Brüksel, Lüksemburg ve Strasburg’u kapsayan gezilerimiz var. Ayrıca öğrencilerin hem kendilerini geliştirebilmesi hem de eğlenebilmesi için müzik, müzikal, resim, heykel, halk oyunları vb. alanları kapsayan geziler oluyor.

Ayrıca kamplarımız var. Okul kapandıktan sonra yaz tatilini aktif bir şekilde geçirmek isteyen öğrencilere hizmet ediyor bu kamplarımız… Sörf kampımız, kayak kampımız ve yazları lise öğrencilerinin katıldığı bilimsel kampımız var. Profesyonel eğitmenler eşliğinde gerçekleşen bu kamplarda öğrenciler keyifli saatler geçiriyor. Bilimsel kampımızda ise ülkemizin ve dünyanın saygın üniversiteleri ile yapılan çalışmalarla geleceğin bilim insanlarını yetiştirmeye yönelik çaba harcıyoruz. Bunlardan çıkan projeleri uluslararası düzeyde yarışmalara taşıyabiliyoruz. Örneğin bilim fuarlarına, Lego turnuvalarına ve farklı robotik çalışmalarının yapıldığı yarışmalara götürüyoruz çocuklarımızı. Bizleri çok güzel temsil ediyorlar, uluslararası dereceler alıyorlar. Tüm bu çalışmalarda öğrencilerde, öğretmenlerde, yöneticilerde ve velilerde yarattığımız etkiyi görmek Unicampus ekibini de çok mutlu ediyor.

 

Nail Oturgan -Unicampus- Gamze Er - Eğitimci RöportajıSiz sadece gezi organizasyonu yapmakla kalmıyorsunuz, öncesinde okullara ve öğrencilere farklı hizmetler de sunuyorsunuz değil mi?

Evet. Bu gezilerin, organizasyonların öncesinde bütün çocuklarımızı eğitimden geçiriyoruz. Şu anda genç ve dinamik bir ekibimiz var. Ekibimizden uzman bir kişi gezi gerçekleşmeden önce öğrencilere mutlaka ön bilgi veriyor. CERN gezilerinden önce parçacık fiziği ile ilgili ön bilgi edinmelerini sağlamak için bir sunum yapıyoruz ve hazırladığımız dokümanları paylaşıyoruz. İsteyen okullarımızla 8 hafta sürebilen interaktif bir eğitim çalışması da verebiliyoruz. Bu eğitimin sonunda CERN ile canlı bağlantı sağlıyoruz. NASA ile ilgili yine aynı şekilde ön bilgileri veriyoruz ve okulun şartları uygunsa NASA ile naklen bağlantı yapıp oradaki bir bilimadamı veya astronotla bağlantıya geçiyoruz. Ekibimizdeki astronom arkadaşımız astronomi ile ilgili bütün içerikleri hazırlıyor ve okullarda astronomi odası dizaynına kadar giden desteklerimiz oluyor. Bazı yerlerde gözlem şenliği düzenliyoruz. Teleskopla gökyüzünü incelediğimiz oluyor. Ekip arkadaşlarımla düzenli olarak toplantılar yaparak neleri nasıl daha iyi yapabiliriz diye konuşuyoruz, durum değerlendirmeleri yapıyoruz. Ekip dayanışmamız çok iyi gidiyor. Böyle bir ekibe sahip olduğum için de çok mutlu hissediyorum.

 

Unicampus tam olarak kimlere hizmet sunuyor? Kolejler mi, devlet okulları mı?  Hangi yaş grupları ve hangi şehirler?

Tabii ki özellikle uluslararası gezilerden bahsettiğimizde biraz maddiyata dayanan bir yönü var, dolayısıyla o organizasyonlarda ağırlıklı olarak özel okullar ile çalışıyoruz. Ağırlıklı olarak ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini gezilere götürüyoruz. Az da olsa üniversite öğrencilerinin katıldığı etkinliklerimiz de oluyor. Bu yaşlardaki öğrencilerin ufuklarının gelişmesi, vizyon kazanabilmeleri çok önemli. İzmir kökenli bir acentayız ama bütün Türkiye ile çalışıyoruz. Bir adım ötesinde dünya ile çalışacak hale gelmeyi hedefliyoruz. Yani farklı ülkelerden Türkiye’ye öğrenci getirme çalışmalarımız da olacak. Ancak bunun için ülkemizin durumunun biraz daha öngörülebilir hale gelmesini bekliyoruz.

 

Tüm gezilere bizzat katılıyor musunuz? Gezilere katıldığınızda neler yapıyorsunuz?

Gezilerin yüzde doksanına bizzat katılıyorum. Ancak çakışanlar olursa katılamadığım oluyor. Onlarda da çok düzgün çalışan güvenilir rehber arkadaşlarımız var, onlardan destek alıyoruz. Öyle durumlarda da geziyi mutlaka uzaktan da olsa kontrol ediyorum, irtibat halinde oluyoruz.

Yaptığım iş dışarıdan gezmek gibi görünse de işin içine girdiğinizde gezmek ve gezdirmenin çok farklı olduğunu anlayabiliyorsunuz. Gezdirdiğinizde gezenlerden bir veya iki adım önde olmak zorundasınız, bir sonraki aşamayı düşünmek zorundasınız. Halbuki gezerken öyle değil. Gezen kişi bir şeyleri planlamadan, düşünmeden gezmesinden zevk alabilir. Bizim için öyle değil. Çok zevkli bir iş olduğu muhakkak, ancak kafanızda sürekli planlamalar ve sorumluluklar oluyor. Stresli bir süreç. Çocukları ailelerine teslim edene kadar bitmeyen bir sorumluluk söz konusu. Bu sorumluluğun  bilincindeyiz.

 

Nail Oturgan -Eğitimci RöportajıGeziler esnasında ailelerin içinin rahat olması için onlarla ne şekilde iletişim kuruyorsunuz?

Her gezide mutlaka çeşitli anları fotoğraflıyoruz ve bunları sosyal medyadan paylaşıyoruz. Facebook ya da Instagram üzerinden gezi akışını ve olan-biteni ailelere iletmiş oluyoruz. Gezi süresince canlı bağlantılar yapıyoruz. Gezi bittikten sonra fotoğraf arşivi oluşturuyoruz. Bunu internet sitemize yüklüyoruz ve linkleri aileler ile paylaşıyoruz.

Son sörf kampımızda güzel bir uygulama yaptık ve bunu sürdürmeyi düşünüyoruz. Çocuklara cep telefonları sadece sabahları ve akşamları belli saat aralıkları içerisinde verildi. Çocuklar sadece o zamanlarda aileleri ile bağlantıya geçtiler. Bunun dışındaki saatlerde elektronik bağımlılığını önlemek için sadece yaptığımız işe odaklandık ve muhteşem bir sonuç aldık. Bunu okul yöneticileri ile konuşup ailelerle birlikte karar verip uygulamayı düşünüyorum. Çünkü son yılların kaçınılmaz hastalığı elektronik bağımlılığı oldukça kontrol dışına çıkan bir hal aldı. Eğitimciler olarak dijital detoks konusunda da öğrencilerimize yardımcı olmak görevlerimizden biri diye düşünüyorum.

 

Anne-babalara ve okul idarecilerine neler söylemek istersiniz? Unicampus’un eğitimlerine ve gezilerinize katılan bir çocuk neler kazanıyor?

Her şeyden önce özgüven kazanıyorlar. Kendi yaş gruplarında ve okullarında yaptıklarını diğer ülkelerdeki yaşıtlarıyla ve arkadaşlarıyla karşılaştırma olanağı buluyorlar. Şu anda belki kendi ülkesinde sınırlı gibi gördüğü hayallerinin çok daha sınırının yüksek olduğunu ya da sınırsız olduğunu görüyor. Örneğin CERN, NASA, Kutup Işıkları gezilerinde geleceğin bilim insanı olma yolunda ilerliyorlar. Kültür gezilerinde derste okudukları konularda derinlemesine düşünmeye ve yorum yapmaya başlıyorlar. Spor ve sanat alanlarında kendilerini geliştirme imkanı buluyorlar. Ayrıca gittiğimiz her yerde öğrencilere rol modeller bulmaya çalışıyoruz. Mutlaka Türk üniversite öğrencileriyle veya Türk bilim adamlarıyla, meslek sahipleriyle bir araya getirmeye çalışıyoruz. Onları orada çalışanlarla, orada yaşayanlarla tanıştırıyoruz. Onlara soru sormalarını sağlıyoruz. Bu da çocukların dar bir çerçeve içerisinde değil, daha geniş, daha ileriye bakmalarını sağlıyor. Birer dünya vatandaşı olmaları yolunda katkı oluyor. Çocukların kendi ayakları üzerinde durabilmesi, uluslararası düzeyde mücadele edebilmesi her şeyin üstündedir diye düşünüyorum. Onlar bizim geleceğimiz, onlara güvenmeliyiz ve onlara destek çıkmalıyız.

 

Nail Oturgan - Eğitimci RöportajıHayatta sadece sınav başarısı yeterli olmuyor. Siz aslında çocukların hayatta başarılı olması yönünde önemli bir katkı sağlıyorsunuz…

Sınav başarısı tabii ki tek başına bir kriter değil çünkü uluslararası düzeydeki değerlendirmelerde de eskisi gibi artık sadece puana bakılmıyor. İnsanların ne kadar bildikleri ve bunları ne kadar yaşama ve çevrelerindekilere aktarabildikleri önem kazandı. Eğer bunu yapamıyorsanız, pek tercih edilmiyorsunuz zaten. Dolayısıyla bildiklerinizi paylaşabilmek, aktarabilmek, insanlığın yararına ve çevrenizdekilerin yararına kullanabilmek gibi özellikleriniz olduğunda tercih edilir konumda oluyorsunuz. Çocukların vizyonlarını ve geleceğe bakışlarını geliştirebilmek önemli.

 

Deneyimli bir eğitimci olarak genç eğitimcilere önerileriniz var mı?

Genç eğitimcilere öncelikle sevgi dolu olmalarını öğütlerim. Ben kitapların, testlerin, sınavların sadece bir araç ve elimizde ölçme için bulunan birer alet olduğunu düşünüyorum. En büyük etkenin, en büyük “yol açıcı”nın sevgi olduğunu düşünüyorum. Sevgi olmadan hiçbir şey olmuyor. Eğitimciler işlerini, mesleklerini sevsinler, kendilerini sevsinler ve tabii ki insanları, çocukları sevsinler. O zaman her şey çok daha güzel oluyor. Eğitimcilerin yönlendiremeyeceği çocuk yok diye düşünüyorum. Öğrencilere çocuk olarak değil, insan olarak, birey olarak bakarlarsa çok daha başarılı olacaklardır.

 

 

NailOturgan-GamzeEr-EğitimciRöportajıRöportaj: Gamze Er

Fotoğraflar: Melisa Hazar

Sponsor

Unicampus
Unicampus