Sevgi Gür

Haziran 7, 2017
Hakkında
Branş
Resim, Güzel Sanatlar
Unvan
Ressam, Resim Öğretmeni, Sevgi Gür Art Studio’nun Kurucusu
Çalıştığı Kurum
Sevgi Gür Art Studio
Şehir
İzmir

Sevgi Gür: Resim Eğitimi Alan Çocukların Derse ve Ödeve Odaklanma Süresi Artıyor

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıRessam ve resim öğretmeni Sevgi Gür, yakın zamana dek kendini çizdiği eserleriyle dikkat çekti. Şimdilerde ise Anadolu medeniyetlerinden kalan tarihi eserler ile ilgili son derece ilginç resimler yapmakta. Sevgi Gür ile İzmir’in en hareketli bölgelerinden biri olan Alsancak’ın Kıbrıs Şehitleri caddesindeki stüdyosunda buluşuyoruz. Dışarıdaki hareketin aksine bu sanat stüdyosunda huzurlu bir ortam var. Her yaştan öğrenci burada resim dersi alarak kendini geliştirebiliyor. Duvarlarda ve köşelerde ise keşfedilmeyi bekleyen irili ufaklı sanat eserleri bulunmakta. İsteyenler bu eserlerden satın alabiliyor. Hepsini büyük bir keyifle inceledikten sonra Sevgi Gür ile söyleşimize geçiyoruz…

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ressamım ve resim öğretmeniyim. Sevgi Gür Art Studio adı altında çalışmalarımı sürdürüyorum. 1983 yılında doğdum. İzmir I. S. Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun oldum. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Ana Sanat Bölümü mezunuyum. Ayrıca yine Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Rehberlik-Psikolojik Danışmanlık konusunda yüksek lisans eğitimi aldım. Tez konum “okul öncesi dönemi çocuk resimleri” idi. On yıldır İzmir Alsancak’ta çocuklara ve yetişkinlere kurslar veriyorum. Kendi resim çalışmalarımı da atölyemde sürdürüyorum.

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıResimdeki tarzınızı nasıl tanımlarsınız, ne tür çalışmalarınız var? 

Önceleri daha çok yağlıboya tuval çalışmaları yapıyordum. Çoğu zaman kendimi sembolize eden kadın figürleri kullanıyordum, kendimi resmediyordum diyebilirim. Hep hayatımdan yola çıkarak resimler yaptım. Son iki yıldır farklı ahşap objeleri de boyamaya başladım. Yani illüstrasyona kaçan figürlerle ahşap üzerine; sörf tahtalarına, longboard ve skateboard olarak da adlandırılan çeşitli boylardaki kaykaylar üzerine çalışmalar yapmaya başladım. Bunlardan bazılarını pastel boya ile yapıyorum. Son dönemlerde bu şekilde bir malzeme değişikliğine yöneldim. “Günlük” ve “Narsist” adında kişisel resim sergilerim oldu. Ayrıca birçok karma sergiye de katıldım.

Son zamanlarda kendi hayatıma odaklı çalışmaları azaltıp daha bana uzak olan konularda resim yapmaya başladım. Farklı konulara yönelmek benim için güzel bir değişiklik oldu. Sanat tarihi ve Anadolu medeniyetleri ile ilgili bir projem var, adı “Anadolu Medeniyetlerinden Esintiler”. Daha ziyade mimari yapıları resmediyorum. Bu seriyi tamamlamam birkaç yıl sürecek. İllüstrasyon ve figüratif çalışıyorum. Bu projede atölye arkadaşımla birlikte çalışacağız. O da arkeolojik çalışmalarla, topraktan çıkan eserlerle ilgili çalışıyor. Birlikte bir sergi açmayı planlıyoruz.

 

Stüdyonuzda gördüğümüz tabloları satıyor musunuz?

Tabii, alıcıların tablolarımı atölyemde görerek satın alma şansları var. Tabloları sergilerde de satışa sunuyorum. Yetişkin atölye öğrencilerim de aynı yollarla resimlerini satabiliyorlar.

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıSevgi Gür Art Studio’da verdiğiniz hizmetler nelerdir?

Burada çocuk resim atölyemiz var; 5-12 yaş arası çocuklar için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Çocuklar Cumartesi günleri geliyorlar. Akrilik, seramik, pastel çalışmaları yapıyoruz. Çocuklarda şöyle bir yöntem izliyorum; kesinlikle başın altında boyun olacak, çiçeğin yeşil sapı olacak şeklinde yönlendirmeler ve gerçekçi anlatıma zorlamalar yapmıyorum. Daha çok yaratıcılıklarını geliştirecek çalışmalar yaptırmaya gayret ediyorum. Örneğin bir hikayenin başını okuyorum, devamını onlar tamamlıyorlar. Ya da bana üç aşamada hiç bilmediğim bir hikayeyi anlatabilir misiniz diyorum. Ejderhadan bir prensesi hiç silah olmadan, fikir üreterek kurtarmaya çalışıyorlar. Buna benzer gelişimi destekleyen çalışmalar yapıyoruz. Çocukları yarışmalara hazırlamıyorum. Verdiğim konuları eğlenceli hale getirmeye çalışıyorum. Örneğin Dali’yi anlatacağım gün hamurdan bıyık yapıp çubuklara takıyorum, o gün anlatılanları asla unutmuyorlar.

Yetişkin kurslarımda ise bir üst yaş sınırı yok. Çalışanlar genelde akşamları iş çıkışı 19:00 ile 22:00 arası gelebiliyorlar. Ayrıca daha erken saatlerde gündüz çalışmayan kişilerin ve emeklilerin katıldığı kurslar oluyor. Yağlıboya ve karakalem ağırlıklı çalışıyoruz. Resimleri her sene de sergiliyoruz. Çocukların ayrı, yetişkinlerin ayrı atölye sergileri oluyor.

 

Sevgi Gür Gamze Er Eğitimci RöportajıStüdyo dışında verdiğiniz resim eğitimleri var mı?

Büyük bir tekstil firmasında resim workshop’ları yapıyorum. Yoğun ilgi olunca sabit bir sınıf oluştu ve Pazartesi günleri düzenli olarak kurs vermeye başladım. Şirket bunu personel motivasyonuna yönelik bir çalışma olarak destekliyor. İşyerinde çalışanların kısa sürede yapabileceği çalışmalar söz konusu. Çok fazla yetenek gerektirmeyen çalışmalar yapıyoruz. Çalışanlar bir sanatsal çalışmayı tamamladıklarını gördüklerinde çok mutlu oluyorlar, tabii ben de mutlu oluyorum. Herkesin evine götürebileceği, iki saatte tamamlanabilen, akrilik ağırlıklı çalışmalar yapıyoruz. Örneğin hazır çizili tuvaller oluyor; ben önceden figürleri çizmiş oluyorum, onlar içini tamamlıyorlar. Hayatında hiç resim yapmamış insanlar bile çok güzel sonuçlar elde ediyorlar ve çok eğleniyorlar. Yorucu iş hayatının ortasında bir deşarj olma imkânı sağlamış oluyoruz.

Anneler gününde fuarda açık havada anne ve çocuklarla iki saatlik bir çalışma yaptık. Anne ve çocuk birlikte bir konuya karar veriyor, birlikte bir eser oluşturuyorlar ve bunu eve götürüyorlar. Bunun gibi ilişki güçlendiren, mutluluğu arttıran çalışmaları daha çok yapmayı planlıyorum.

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıYoga ve Resim kamplarınızdan bahseder misiniz? Bu fikir nereden çıktı ve kampta neler yapılıyor?

Yoga ve Resim kampı fikri de az önce bahsettiğim personel motivasyonu amaçlı resim derslerinde ortaya çıktı. İnsanların resim yaparak ne kadar rahatladığını ve mutlu olduğunu gördük. Bunun üzerine iki unsuru birleştirdik. Birinci unsur, zihinsel ve bedensel rahatlama sağlayan yoga. İkinci unsur ise deşarj olmayı sağlayan ve yaratıcılığı geliştiren görsel sanat çalışmaları. Bu yoga ve resim kamplarını haftasonu günlerinde Çeşme’de düzenledik. Çalışmalarımız Çeşme Alaçatı’da başladı. Bundan sonra ise bunu farklı yerlere de taşımayı planlıyoruz.

 

Anne-babalara çocuklarının resim veya genel anlamda sanat eğitimi almaları konusunda neler söylemek istersiniz?

Okul öncesi döneminde sanatın hangi dalına ilgisi varsa çocuğun ona yönelik çalışmalar yapmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çocukların önü kesilmemeli. Bunun dışında okul öncesi dönemde resim eğitimi alan çocukların okula başladıklarında konsantrasyonlarının daha iyi olduğu, derste ve ödev başında daha uzun süreler oturabildiklerine dair veriler var. İnce motor becerileri daha gelişmiş oluyor. İlk yazı-çizi çalışmalarında daha rahat ediyorlar, konuya daha güzel odaklanabiliyorlar. Daha başarılı oluyorlar. Resim çalışan çocuklar ile resim çalışmayanlar arasında böyle bir fark tespit edilmiş. Biz de burada buna şahit olduk, gözlemledik.

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıÇocukların yaratıcılıklarını da geliştiriyor resim, değil mi?

Çocuklar sanatla ilgilendiklerinde genel olarak bakış açıları gelişiyor. Yaratıcılıkları gelişiyor demek ne derece doğru olur bilemiyorum… Sonuçta çocuklar zaten çok yaratıcılar, bu onların içinde var. Sanatla, resimle bunu dışarıya daha rahat bir şekilde yansıtabiliyorlar. Onlara fikirlerini dışa vurma şansı verildiğinde rahatlıyorlar ve mutlu oluyorlar. Burada hem resim hem de seramik çalışmalarımızda çocuklara dışa vurum için uygun ortamı yaratmış oluyoruz.

 

Güzel Sanatlar bölümlerinde okuyanlara veya Resim Öğretmenliği gibi bölümlerden yeni mezun olanlara önerileriniz var mı?

Size bunu yapmayın demiyorum, hobi olarak yine yapın (gülüşmeler). Şaka bir yana, öğrencilere konularda kısıtlama yapmadan, yaratıcılıklarını kullanabilecekleri ve geliştirebilecekleri şeyler yapmalarını öneririm. Daha çok düşünmeyi sağlayan çalışmalar yaptırmalarını, belli bir konuya bağlı kalmak için zorlamamalarını, çocukları özgür bırakmalarını öneririm. Psikoloji ile resim sanatının çok bağlantılı olduğunu unutmamak gerek. Bu alanda yüksek lisans yapmamın sebebi buydu. Özellikle çocuklarla çalışacaklarsa psikoloji üzerine daha fazla okumaları faydalı olacaktır.

Genel olarak da ressamların daha yalnız olduğunu, eğitimcilerin daha çok insanlarla bir araya geldiğini göz ardı etmemeleri gerektiğini söylemek isterim. Ressamlığın ve öğretmenliğin farklı zorlukları ve farklı keyifli yönleri var. Ben bu ikisini de yapabildiğim için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hem ressamlığı, hem de öğretmenliği çok severek yapıyorum.

 

Sevgi Gür Eğitimci RöportajıRöportaj: Gamze Er

Fotoğraflar: Melisa Hazar

Sponsor

Kidolina
kidolina