Şenay Erdem

Hakkında
Branş
Uzman Pedagog/Psikolojik Danışman, Eğitimci
Unvan
TUDEM Erken Öğrenme Yayın Koordinatörü
Çalıştığı Kurum
TUDEM Yayın Grubu
Şehir
İzmir

Şenay Erdem: 0-6 Yaş Arası Çocukların Sağlıklı Bireyler Olmasının Yolu Erken Öğretimin Kalitesinden Geçiyor

 

Şenay Erdem - Eğitimci RöportajıŞenay Erdem, uzun yıllar İzmir’in, hatta Türkiye’nin öncü anaokullarından birinde öğretmen olarak çalıştı, bunun yanı sıra devlet okulunda yöneticilik de yaptı. Kendisi bununla kalmayıp okul öncesi dönemi ve çocuk psikolojisi ile ilgili çeşitli konularda eğitimler almış, projeler geliştirmiş, sunumlar gerçekleştirmiş, komisyon üyeliği yapmış, yurtdışında gözlemler yapmış çok yönlü bir eğitimci. Sürekli gelişime o kadar inanıyor ki, aldığı eğitimlerin listesini bu sayfaya sığdırmak mümkün olmadı. Şenay Erdem artık Tudem Yayın Grubu’nda Erken Öğrenme Yayın Koordinatörü olarak çalışıyor. Okul öncesi dönemi ile ilgili bilgi ve deneyimlerini, çocuk kitaplarına ve öğrenme setlerine aktarıyor. Röportaj için buluştuğumuzda, kendisi yeni çıkan “Uçanbalık Erken Öğrenme Seti” ile ilgili heyecanını bizimle paylaştı. Bu sette anasınıfı öğrencilerinin ihtiyacı olabilecek her şey düşünülmüş. Üstelik bilimsel yöntemlerle hazırlanmış, birçok konuda da alanında ilk olmuş bu set. Tudem’in İzmir’deki merkez binasında buluştuğumuz Şenay Erdem’le hem Tudem Yayın Grubu’nda yaptığı çalışmaları konuştuk, hem de anne-babalara yönelik değerli önerilerini aldık…

 

 

Şenay Erdem - Eğitimci RöportajıBize kısaca kendinizden ve özellikle eğitiminizden bahseder misiniz?

Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü’nden mezunum. Ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım. Adler Enstitüsü’nün ICF onaylı koçluk eğitimlerini tamamlayarak uluslararası yaşam koçu oldum. Yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda eğitim aldım. Yıllar içinde üstün zekâlı çocuklar, özel eğitime muhtaç çocuklar, oyun terapisi vs. derken yaklaşık kırk tane sertifika aldım. Reggio Emilia ve PYP eğitimlerini tamamladım. Bunlarla ilgili ulusal ve uluslararası kongrelerde sunumlar yaptım, seminerler verdim. Disleksik çocuklar ile ilgili bir Avrupa Birliği projesinin koordinatörlüğünü yaptım ve ekip olarak konuyla ilgili bir kitap hazırladık.

 

Eğitim sektöründe uzun yıllar çalıştınız. Hangi eğitim kurumlarında çalıştığınızı ve hangi görevlerde bulunduğunuzu kısaca anlatabilir misiniz?

Çeşitli devlet okullarında ve Işıkkent Eğitim Kampusü’nde öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. 8 yıl devlet okullarında çalıştım, müdür yardımcılığı yaptım. Işıkkent Eğitim Kampüsü’nde anaokulu öğretmeni olarak 16 yıl çalıştım, kurucu kadrodaki kişilerden birisiyim. Bunların haricinde basketbol hakemiyim ve eğitimci izci lideriyim. Basketbol hakemliği nedeniyle çok gezdim. 24 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum ve 2 yıl boyunca farklı ülkeleri gezdim. Sadece turistik gezi yapmadım, çoğu yerde okullara da gittim. Bu okullarda gözlem yaparak ortamlarını ve sistemlerini inceledim.

 

Şenay Erdem - Eğitimci Röportajı

Tudem Yayın Grubu ve Uçanbalık Yayınları ile yolunuz nasıl kesişti? Burada neler yapıyorsunuz?

Şu anda Tudem Yayın Grubunun Erken Öğrenme Yayın Koordinatörüyüm. Tudem Yayın Grubu şemsiyesi altında bulunan Uçanbalık Yayınları, 3-7 yaş grubu çocuklara her türlü kitap ve materyaller sunuyor. Biz de Uçanbalık markasıyla 60+ ay çocukları için bir erken öğrenme seti hazırladık.

Neden erken öğrenme diyoruz? İki yıl sonra 4,5 yaş itibariyle eğitim zorunlu hale gelecek. Yani artık “okul öncesi” olmayacak, bu da “okul” olacak. Önümüzdeki yıl 54 aylıktan (4,5 yaş) itibaren pilot okullarda ve pilot şehirlerde eğitim verilecek ve 2019 yılında zorunlu hale gelecek.

Tudem Yayın Grubu da erken öğrenmenin öneminin farkında olan idealist bir kurum. Bu noktada yollarımız kesişti ve birlikte bu projeye başladık. 60+ ay çocuklarına yönelik “Uçanbalık Erken Öğrenme Seti” böyle ortaya çıktı. Hem anasınıfı, ilkokula hazırlık sınıfı öğretmenleri, hem de anne-babalara hitap eden 28 parçalık bir set bu. Perakende satışı da var. Aileler bunu tüm Tudem kitabevlerinden, Tudem bayilerinden ve internetten satın alabilirler. Çocuklarının okulunda kullanılmıyorsa bile aile bunu alıp evde çocuğuyla güzel zaman geçirebilir. Setin içinde o yaş grubu çocuklarının ihtiyacı olabilecek her şey var. Bütün gelişim alanlarını destekleyici unsurlar; yani kavramlar, sayılar, beceriler vs. var. Başka hiçbir sette olmayan şeyler de var. Mesela problem çözme, tahmin etme, merak etme, sorgulama yapma… Çocuğu düşünmeye yönelten, bireysel çalışma da yapmasına olanak sağlayan bir set. Çocuklar somut dünyada yaşadıkları için illüstrasyon yerine gerçek fotoğraflar kullandık. Açık, anlaşılır ve üst düzey düşünme becerisini güdüleyecek sayfaları gerçekten büyük bir titizlikle hazırladık. Hazırlık aşamasında biri devlet okulundan, diğeri özel okuldan iki öğretmen görev aldı. Eğitim kitapları ve kültür kitaplarının yanı sıra başka parçalar da var. İçinde Aytül Akal, Mavisel Yener, Ayla Çınaroğlu gibi çok değerli yazarların kültür kitapları var. Bu yazarların bizzat yer aldıkları videolarla da konular destekleniyor. Ayrıca öğretmenler için de çok çeşitli materyaller hazırladık; sınıfta kullanabilecekleri panolar, beyin fırtınası araçları, grafikler ve kavram kartları gibi. Bunların yanı sıra ellerinden bütün bir yıl düşürmeyecekleri bir ajanda ve o yıl kendilerine yardımcı olacak set ile uyumlu günlük planları da ekledik.

 

Uçanbalık Erken Öğrenme Seti ile ilgili yapılan çalışma çok etkileyici. Peki Tudem ve Uçanbalık Yayınları çatısı altında başka ne tür çalışmalarınız var?

Yeni çıkacak olan kitaplar geldiğinde ben de inceliyorum. Uçanbalık Yayınlarının editörü ile birlikte karar veriyor, düzeltmeler yapıyoruz. Yeni projelerimiz de var. Önümüzdeki yıl bu setin 48-60 ay çocuklar için olan versiyonunu çıkaracağız.

 

Şenay Erdem - Eğitimci Röportajı

Bir eğitimci olarak geçmişteki deneyimlerinizin şu anki işinize yansıması nedir?

Ben her zaman öğrenmeye meraklı bir insan oldum. Beynin öğrenmesi ile ilgili konular benim özel ilgi alanım. Bu nedenle yüksek lisansta nörofizyoloji kuramını çok incelemiştim. Orada beynin nasıl öğrendiğini çok güzel görebiliyorsunuz. Buradaki çalışmalarım, 24 yıllık birikimimin bir yansıması aslında. 24 yıl boyunca hiçbir zaman sadece sınıfa giren bir öğretmen olmadım. Çocukların eğitiminin yanı sıra velilerin eğitimi ve meslektaşlarla bilgi paylaşımı da benim için önemliydi. Okul, aile ve tüm öğretmenlerle hep çocuklara daha fazla ne verebiliriz, çocuklar daha iyi nasıl öğrenebilir diye düşündük. Ve en önemlisi, çocukların eğlenirken öğrenmelerini sağlamak.

Gittiğim her eğitime gerçekten çok isteyerek ve keyif alarak gittim. Şimdi ben de bütün öğrendiklerimi bu yeni projelere aktarıyorum. Bu gerçekten çok heyecan verici bir şey çünkü bu set Türkiye’nin dört bir yanına dağıtılacak. Oradaki çocuklarda küçücük bir fark yaratsak, onlara yeni bir bakış açısı kazandırsak ne mutlu bize. Ayrıca bu sadece çocuklar için değil, öğretmenler için de güdüleyici bir set. Çünkü içinde hem MEB programı var, hem de uluslararası yaklaşımlar var; Reggio Emilia, PYP, Beyne Dayalı Öğrenme gibi. Bu akımlarla ilgili öğretmenler yeni şeyler bulacaklar bu setin içinde.

 

Sizce eğitim camiası veya ülkemizdeki eğitimciler, beynin öğrenme süreci ile ilgili güncel bilgileri kullanabiliyor mu?

Son yıllarda en çok bilinen şey şu ki; beyin tekrarlarla ve bağlantılarla öğreniyor. Beyin hücreleri var. İlk defa bir şey yaptığında iki hücre arasında bir otoyol oluşuyor. Buna nörolojik otoyol deniyor. Bu şeyi bir kere daha yaptığında bir daha oluşuyor. Tekrar tekrar yaptığında sertleşiyor ve daha da sertleştikçe kalıcı oluyor. Bu arada öğrendiğinin kalıcı olabilmesi için başka bir şeyle bağlantılı olması lazım. Uçanbalık Erken Öğrenme setinin de en temel özelliği bu. Hep tekrarlar var ve setteki 28 parça da birbiriyle bağlantılı. Bütün parçalar birbirleriyle iç içe geçmiş durumda. Son yıllarda yapılan beyin araştırmalarında şunları görüyorlar; çocuklar birisi anlattığı zaman örneğin 10 birimlik öğreniyorsa,  okuduğunda 20 birimlik öğreniyor. Yaparsa 30 birimlik öğreniyor. Ama bir çocuk bildiği bir şeyi başka bir çocuğa anlatırsa 40-50 birimlik, hatta bazen 60 birimlik bir öğrenme sağlıyor. Dolayısıyla çocukların birbirleriyle de ilişki ve iletişim içinde olması çok önemli. Bununla ilgili de setimizde “Arkadaşınla Paylaş” diye bir kısım var. Bazı sayfaları yaptıktan sonra yanındaki arkadaşıyla onu paylaşacak. Bu da alanında bir ilk oldu.

 

 

Şenay Erdem - Eğitimci RöportajıUçanbalık Erken Öğrenme Seti’ni insanlar neden tercih etmeli? Hangi noktalarda fark yaratıyorsunuz?

Daha önce bahsettiğim gibi setimizde gerçek fotoğraflar kullandık. Problem çözme, yaşayan değerler, merak duvarı, tahmin sayfaları ve matematikle ilgili grafikleri içeren farklı çalışma sayfaları yarattık.  Ara Tatil Günlüğü yaptık. Bu, ev ödevi gibi değil; tamamen bir günlük. Öğrenci 15 günlük tatil boyunca neler yedi, neler yaptı, hava nasıldı vs. bunları yazacak. Böylece hem tatille ilgili bir belge oluşturacak, hem arkadaşlarıyla paylaşacak, hem de günlük tutmayı öğrenecek. Farkındalık geliştirerek günü değerlendirmeyi öğrenmek çok önemli bir şey. Mesela kitabın sonunda bir değerlendirme kısmı var. “Kitaptan neler öğrendin?”, “neler hoşuna gitti?”, “neler eklemek isterdin?” gibi değerlendirme soruları var. Ayrıca tüm anasınıfı öğrencilerinin kullanabileceği, internetten de ücretsiz indirilebilen bir “Uyum Haftası” kitapçığı hazırladık. İlk hafta öğretmenler için hayat kurtarıcı bir kitapçık bu; çocukların da ev ile okul arasında bir bağ kurabilecekleri bir çalışma sağlıyor.

 

Peki Tudem veya Uçanbalık olarak bu set ve kitapların dışında okullara, kolejlere, diğer eğitim kurumlarına veya öğretmenlere yönelik başka çalışmalarınız var mı?

Bizim bir etkinlik rehberimiz var. Yazarlarla atölye çalışmaları yapılabiliyor. Okullardaki seminerlere uzmanlar çağrılıyor. Kataloğumuza bakarak pek çok farklı seçeneği inceleyebiliyorsunuz.

 

Deneyimli bir eğitimci olarak anne-babalara önerileriniz nelerdir? En azından önemli birkaç noktayı alabilir miyiz, özellikle 0-6 yaş grubundaki çocuklarla ilgili?

0-6 yaş döneminde en önemli noktalardan biri çocukların temel ihtiyaçlarının sağlanması. Bunları bir şekilde neredeyse bütün aileler sağlıyorlar zaten. Ama ondan sonra üzerine ne koyabilecekler? Bol kitap okumalarını ve çocuklarıyla oyun oynamalarını öneriyorum. Sosyal ortamda oyun oynamalarını sağlamak önemli. Eğitim döllenme ile başlar. Çocukların farkındalıkları bizden daha yüksektir, sezgileri açıktır, bilinçaltları açıktır. O nedenle çocuklara çocuk gibi değil, birey gibi davransınlar. 2 yaşındaki bir bebekle bile bir yetişkinle konuşur gibi konuşabiliriz. Yetişkinlere verilen bütün haklar onlara da verilebilir. Çocuğu gözlemlemek, olumlu yönlerini güçlendirmek, çocuk hakkında çabuk sonuçlara varıp onları engellememek önemli. Çocuklar yaparak ve yaşayarak öğreniyorlar, dolayısıyla her şeyi deneme ihtiyaçları ve istekleri var. Bu merak duygularını asla köreltmemeliler. Çocuk bir bitkiyi bahçeye dikmek istiyorsa “hayır, o oraya olmaz” demeyin, bırakın diksin. Hayati bir tehlike arz etmiyorsa bırakın yapsın ve kendi öğrensin. Çocukları sınırlar içerisinde özgür bıraksınlar.

 

Çocuklarını kitap okumaya teşvik etmeleri için anne ve babaların da kitap okuması gerekiyor, değil mi?

Tabii ki. Eğer kitap okumuyorsanız çocuğunuza “kitap oku” demeyin. Erken yaşlar çocukların model aldıkları bir dönem ve en yakınlarında anne-babalar var. Onları kitap okurken görmüyorlarsa çocukların da kitap okumasını beklememek lazım.

 

Şenay Erdem - Eğitimci Röportajı - Uçanbalık

Ebeveynlerin çocuklarına kitap seçmelerine yönelik önerileriniz var mı? Bazen anne-babalar olarak yüzlerce kitap arasından hangisini alacağımızı şaşırıyoruz…

Eğer çocuk küçük yaştaysa, okuma yazma bilmiyorsa kitabın öncelikle görselleri çok önemlidir. Estetik zevklerin de geliştiği bir yaş bu. Aşırı uyaranların olduğu kitapları önermiyoruz. Kitabı almadan önce ailenin kitabı okuması ve resimlerini gözden geçirmesi gerekiyor. Çünkü kitaplarda yanlış fikirler, yanlış bilgiler olabilir. Kitabın illaki bir ana fikri, bir dersi olması şart değil. Eğlenceli bir içerik de olabilir. Çocuklarının kitap okumayı sevmelerini istiyorlarsa, doğdukları andan itibaren onlara kitap okusunlar. Kaliteli yayınevlerinin eserlerini takip etsinler.

 

Tudem yayınevinin internet sitesinde kitap ararken yaş grubuna göre arama yapmak mümkün sanıyorum…

Evet, http://shop.tudem.com adresi üzerinden kitap almak isterseniz yaşa, sınıfa göre, türe göre, temaya göre, yazara göre arama yapabiliyorsunuz. Siteyi mutlaka inceleyin. Tudem Yayınevi’nde arka planda çok ciddi bir çalışma var. Editörlerimiz ve koordinatörlerimiz yurt dışındaki fuarlara gidiyorlar. 2016’da Tudem Yayın Grubu çatısı altındaki 4 ayrı kültür yayını markası için 800’ün üzerinde yabancı kitap okunmuş. 2017’de bu kitaplardan sadece 11’i yayımlandı. Tüm eserler büyük bir titizlikle seçiliyor.

 

Öğretmenlere neler önerirsiniz? Tıbbın, bilgi teknolojilerinin ve eğitim bilimleri araştırmalarının gelişmesiyle ve bilgi paylaşımının artmasıyla birlikte yeni öğretmen modeli ne olmalı? Genç öğretmenler neler yapmalı?

İki tip öğretmen var; birincisi gerçekten araştıran sorgulayan, meraklı, sürekli gelişime açık olanlar. Diğeri de araştırmayan, yıllarca kullanılmış olan hazır planları alıp bir şekilde kullananlar. Benim önerim, dünyayı takip etsinler. Artık çok zor değil. İngilizce bilmeleri ve İngilizcelerini geliştirmeleri tabii ki büyük fark yaratır. Türkçe kaynaklar da var ama maalesef çok kısıtlı. Önemli olan popüler eğitim akımlarını takip etmelerinden ziyade, gerçekte çocuğu merkez alan, çocuğa değer veren ve çocuğa bir şey katacak olan eğitim yaklaşımlarını öğrenmeleri.

 

Şimdi birçok anaokulu Montessori, Waldorf, Reggio Emilia, High Scope gibi flaş terimleri kullanıyor. Bunlardan bahsediliyor ama içeriği ne kadar anlaşılıyor veya uygulanabiliyor, bu tartışılır… Hem bu konuyla ilgili fikirlerinizi merak ediyorum, hem de genç eğitimcilere yönelik sizden daha fazla öneri almak isterim…

Her sınıfın farklı bir dinamiği vardır. Bazen çok meraklı, araştıran çocukların olduğu bir sınıfa sen hazır bir programı getirip koyamazsın. Çocuğa ve grubun dinamiğine göre programlar yapmak gerekir. Okul öncesinde erken öğrenme esnek bir programdır. Yani öğretmen önceden planını yapar ama diyelim ki o gün bir doğa olayı oldu, o gün bütün gündem değişebilir.

Öğretmen olarak sınıfını gözlemleyeceksin, öğrencilerin ihtiyaçlarını belirleyeceksin ve onların isteklerini bileceksin, ona göre çocuklarla birlikte hareket edeceksin. Evet sen bir yetişkinsin, öğretmensin ama sınıfta çocuklarla eşit haklara sahipsin. O nedenle çocukların fikirlerine, isteklerine değer veren ve aynı zamanda araştıran, sorgulayan öğretmenler olmaları gerekiyor. Sonuçta erken çocukluk yılları, hayatın en önemli yıllarıdır. Kişilik gelişimi ve çocukların nasıl bir birey olacakları ile ilgili kararlar aldıkları bir dönem. Mesela bir çocuğa sürekli bir konuda “sen bunu yapamıyorsun” dendiğinde o ömür boyu “bunu yapamıyorum” diyebilir ve asla yapamayabilir. Hem ailelerin hem öğretmenlerin çocukları örselememeye dikkat etmeleri gerekiyor. Çocukluk kararlarının alındığı bu dönemde çocukları etiketlememek lazım. Bir de hem öğretmenler, hem ailelerin yaptığı bir şey var; mesela çocuktan bir şey yapması istenir, 10 defa tekrarlanır (ki bunun hiçbir faydası yoktur) Sonra da “sana kaç kere söyledim neden böyle yapıyorsun” denir. Somut dönemdeki çocuk o sırada olayı tamamen unutmuş olarak içinden saymaya başlar “1-2-3… kaç kere söyledi ki” diye…  Ayrıca maalesef çok kolayca ödüllerin dağıtıldığını, ilgisiz şekilde cezalar verildiğini görüyoruz. Bunların da yapılmaması gerekiyor.

 

Çok konuşulan konulardan biri de velilerin anaokulu seçme süreci. Sizce anne-babalar kreş veya anaokulu seçerken nelere dikkat etmeliler?

Vaat edilen eğitim yaklaşımına göre okul seçmelerini önermiyorum. Bu eğitim yaklaşımlarının eğitimini veren kim? Nasıl bir standart var? Akreditasyonu var mı? Varsa tüm öğretmenler eğitimlerini almış mı? Bunlar hep sorgulanabilir konular. Abartılmış hijyen sistemleri olan okulları çok yapay buluyorum. Çocuklar için geniş oyun alanı olan, görsel uyaranların çok olmadığı, yumuşak renklerin ve doğal malzemelerin kullanıldığı yerler olmasına dikkat etsinler. Öğrenci takip ve değerlendirme sistemleri var mı? Varsa nasıl işliyor onları incelesinler. Öğretmenlerin eğitimleri önemli, yönetimin öğretmen eğitimlerini teşvik etmesi önemli. Öğretmenlerin mutlu olup olmadığına, okul ortamında yapılacak çalışmalara uygun giyinip giyinmediklerine bakarak bile bir fikir edinmek mümkün. Okula girdiğiniz zaman herkesin rahat olması, huzurlu bir atmosferi olması, öğretmenlerin sevgi dolu olması önemli.

Şenay-Erdem-Eğitimci-RöportajıRöportaj: Gamze Er

Fotoğraflar: Best Art Studio – Mert Tabak

Sponsor

TUDEM Yayın Grubu
tudem logo